Vezir telaşla fırlamış. “Nasıl öğrenirim?” diye düşünürken, en iyisi ilk ağızdan bilgi almak deyip, gitmiş padişahın konuştuğu kızı bulmuş.
Vezir: – Aman kız, hanım kız!…
Biz bu gün yanımda biriyle senin yanına gelmiştik. Yanımdaki kişi senle sohbet etmişti. O sohbette konuştuklarınız ne anlama geliyordu? Onları bana bir deyiver. Dile benden ne dilersen.
Kız: – Konuştularımızı açıklarım ama her cevap için on altın isterim, demiş. Vezir kabul etmiş. Kız anlatmaya başlamış:
– O amca bana babamı sorduğunda “Azı çok etmeye gitti” demekle; babamın çiftçi olduğunu, tarlaya tohum ekmeye gittiğini anlatmak istedim. Vezir on altını vermiş, kız devam etmiş:
– O amca annemi sorduğunda “Annem biri iki etmeye gitti” demekle; annemin ebe olduğunu, doğum yaptırmaya gittiğini anlatmak istedim. Kız vezirden on altın daha alıp devam etmiş:
– Amca, “eviniz çok güzel ama bacası eğri” demekle; benim güzel olduğumu ama gözlerimin şaşı olduğunu söyledi. Ben de, “bacası eğridir ama dumanı doğru tüter” diyerek; şaşıyım ama gözlerim iyi görür demek istedim.