“Telef sözü geri mi alındı? Alındıysa nerede, nasıl, ne zaman?” Bu parçaların arasında kamuoyunda yanıt bulmadı. Ve en önemlisi: Bu gelişmelerin şahsi kanaati, örgütlü bir yapıyı temsil eden bir genel başkanın gelişmesi karşılanmıyor. Erdoğan’ı Temize Çekmek CHP’lilere Haksızlık Olur “Geçmiş olsun” mesajıyla Erdoğan’ı aklamak, ne siyaseten ne de vicdanen kabul edilebilir. Hele ki; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Osman Kavala’nın, Selahattin Demirtaş’ın özgürlüklerinden mahrum olduğu, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının dahi tanınmadığı bir… Milyonlarca insanın dostunu taşıyan bir liderin, sorumluluğu şahsi değil tarihidir. Bugün susmak; yerde yaşanacak daha büyük adaletsizliklere zemin kaydı demektir. Bahçeli’nin Çifte Standardı: Ayyüce Türkeş’e Sessizlik Devlet Bahçeli’nin Özgür Özel’e yönelik yönünü karşı “şiddetin her türlüsüne karşıyız” açıklaması ise samimiyetsizlikle gölgelendi. Zira aynı Bahçeli, 3 Mayıs’ta merhum Alparslan Türkeş’in anmasına katılan kendi çocukları Ayyüce Türkeş’e yapılan saldırılara karşı sessiz kaldı. Eğer sızıntı her türlü şeye gerçekten karşıysan Sayın Bahçeli, neden bu saldırıyı da aynı kararlılıkla kınamadın? Müzakere Değil Mücadele Zamanı Özgür Özel’e saldırı bir tesadüf değil, sistematik bir mesajdır. Bu mesaj, sadece Özel’e değil; demokrasiye, muhalefete, eleştiriye ve özgür siyasete yöneliktir. Artık müzakere değil, mücadele zamanıdır. CHP’nin liderleri, demokratik olarak içinde saklanır ama net, kararlı ve tavizsiz bir çizgiyle yol almalıdır. Çünkü bu saldırının azmettiricileri, bir “geçmiş olsun” mesajıyla ortaya çıkmayacak. Gerçekler mücadeleyle gün yüzüne çıkar.