"ALLAH'IM AL CANIMI DİYE BAĞIRIRKEN..."
Hastalık sürecinde en büyük motivasyon kaynağının çocukluk fotoğrafları olduğunu ifade eden Ergin, "Yuvadaki bir fotoğrafım var. Eğer bırakırsam kendimi salarsam onlara çok haksızlık olacağını düşündüm. Çünkü o küçücük Nursel'ler asıl yalnızdı. Asıl çaresiz olan onlardı. Ben artık kocaman kadınım. Kendine gel o Nursel'lerini topla, taşları kaldır. Bir baktım bir dağda o Nursel'i bırakmışım, bir denizde öbürünü bırakmışım. O kadar çok hayat yaşamışım ve hep 'Acımadı ki, acımadı ki, acımadı ki yok bir şey, yok bir şey, yok bir şey' diye dolaşmışım ki. Kendimi o kadar kandırmışım ki 'Acımadı ki, acımadı ki' diye. Nereye acımadı? Hepsi bende taşlaşmış. Onları fark ettim. Her kaldırdığım taşın altından başka bir Nursel buldum. Ve onlar için, onlara ablalık yapmak için, onlara annelik yapmak için ayağa kalkmam gerektiğini gördüm. E süreç de geçiyor. Her şey geçiyormuş. Hiç geçmeyecek zannediyordum. O k-emoterapi hiç bitmeyecek 'Allah'ım al canımı' falan diye böyle bağırırken hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor ama her şey bitiyor. Bak gülüyorum şu an. Gayet makyaj yapıyorum. Monitörde kendime bakıyorum. İnanamıyorum, geçmiş. Evet, saçım yok ama böyle çıkmaya başladı şu an. Hem de daha güzeli çıkmaya başladı. Tek motivasyon kaynağım küçük Nursel'lerime haksızlık yapmamak oldu. Onlar çok daha zorunu başarmıştı çünkü" şeklinde konuştu.