* Heyecanlandırıyor mu bu iş sizi?
Hem de çok. Yemek yiyemiyorum heyecandan... Çok da hırslıyım. Bu ilk başrolüm. İlk kez oynadığım bir dizi benim üzerime kurulu. 30 yaş insanın en üretken olduğu dönem aynı zamanda... Şimdiye kadar kendimi tam konsantre hiçbir işe verememiştim. Ya geçim sıkıntısı, ya okul, ya diğer işler... Bu dizide çok severek oynuyorum, çok şey katıyorum kendimden. Karşılığını alacağıma da inanıyorum.
Çok çetin bir hayatım oldu gülüp, eğlenmek istiyorum
* Komedi zor değil mi?
Komedi enerjisine çok yatkınım. Hayalimdeki rol bu! Bu rolü ya ben oynayacaktım, ya ben oynayacaktım. Şimdiye kadar bana tepki duyan oyuncular, yönetmenler bile dizinin bir kısmını izlediklerinde “Vay be!” diyorlar.
* İnsanların biraz komik şeyler izlemeye ihtiyacı var zaten...
Rezonans Kanunu diye bir kitaba sardım bu aralar. Düşünce gücünün, kalp ve beyin rezonansının yapabildiklerini bilimsel olarak anlatıyor. Bir yerde diyor ki, “Modern insan medya vasıtasıyla o kadar çok şiddet, dram görüyor ki, bunları ayna gibi hayatına yansıtıyor.” Dizilerde sürekli bir kavga, gürültü var. Bu nedenle bizim dizinin insanları mutlu edeceğine, eğlendireceğine inanıyorum.
* Ama bir de hayatın içinde kavga gürültü var. Ondan nasıl kurtulacağız?
Ben kurtuldum. Kavga gürültü olan yerden kaçıyorum. Negatif insanları hayatıma sokmuyorum. Gazetede ve televizyondaki felaket haberlerini geçiyorum. Bu kadar çok olumsuzluğu kaldıramıyorum çünkü... Zaten elimden de bir şey gelmiyor. Benim de çok çetin bir hayatım oldu. Artık gülüp eğlenmek istiyorum.
Sette ders çalışarak bitirebileceğim bir bölüm okudum
* Üniversite okumayı niçin istediniz? Sonuçta yaptığınız işe katkıda bulunacak bir bölüm okumadınız...
Bu üniversite meselesi çok büyütülüyor. Zamanında okuyamadım, imkanım olunca girdim sınava... Mesleğime fayda sağlayacak tek şey konservatuvarın tiyatro bölümünde okumak olabilirdi. Onun için de geç kalmıştım. Sette ders çalışarak bitirebileceğim bir bölüm istedim, tarihe hep ilgi duyduğum için tarihi tercih ettim. İyi ki de öyle yapmışım. Hem fiziken, hem ruhen çok yoruldum ama severek okudum. Gebze’deki Doktorlar dizisinin seti, NTV’deki Haydi Gel Bizimle Ol Programı, okul ve Pepsi çekimleri arasında mekik dokuyordum.
* Harvard’a misafir öğrenci olmanız da tepki çekmiştir. “Osmanlıca öğrenmeye taa Amerika’ya mı gidilir” demediler mi?
Demezler mi? Harvard’a tezimi tamamlamaya gittim. Takvim-i Vekayi’yi elimde tuttum. Osmanlıca bilmeden zaten okuldan mezun etmiyorlar. Orada ileri Osmanlıca ve İstanbul tarihi dersi aldım. Doktora öğrencileriyle derse girdim. Bildiklerimi pekiştirdim.
Kapalı yaşayan birisiyim, özel hayatımı paylaşmak istemem
* Sosyal Medyayı kullanıyor musunuz?
Hiç. Facebook’ta ve twitter’da 25-30 tane adıma açılmış hesap var. Ne diyeyim... Aymaz bu insanlar.
* Gerçekten siz girseniz, sizi takip ederler.
Sanılanın aksine ben kapalı yaşayan birisiyim. Özel hayatımı paylaşmak istemem. İş güç için gireyim desem de, elimden kaçar, bir şey yazarım, pişman olurum. Hiç gereği yok, aman aman...
Altı aydır bir sevgilim var ama bilinmesini istemiyoruz
* Yıllardır aynı görünüyorsunuz. Estetik yaptırdınız mı?
Kimse inanmıyor ama yüzüme herhangi bir işlem yaptırmadım. Sağlıklı beslenmemin, içki, sigaradan uzak durmamın bunda etkisi var. Bir de 30 yaşında 25 yaşında bir kızı canlandırıyorum. Son dönemde cildimin iyi gözükmesi için somonla avokadoyla beslendim.
* Evlilik, çoluk çocuk hayali kuruyor musunuz?
Elbette... Altı aydır, bir sevgilim de var. Bilinmesini istemiyoruz. Çok yeni bir şey zaten. Şu anda bütün konsantrasyonum işle ilgili. Bu dizinin beğenilmesi benim “başardım” bayrağım olacak. O yüzden çoluk, çocuk ya da maddeye karşı herhangi bir hırsım yok. Başarı zaten en iyi antidepresan.
Yorum yapmaya mecalim yok, bu yüzden para kazanmaktan vazgeçtim
* Osmanlı Tarihi okumuş biri olarak Muhteşem Süleyman dizisi hakkında ne söyleyeceksiniz?
Hiç o konulara girmem... 30 yaşımla birlikte dediğim gibi polemikten uzak durmak istiyorum. “Benim boyum yetmez, aklım ermez onlara...” deyince insanların çok hoşuna gidiyor. Biraz sevsinler beni ne olur.
* Ama yapmayın. Söylediklerinizden illa bir polemik çıkmak zorunda değil.
Yorum yapmaya mecalim yok. Ben bu yüzden para kazanmaktan vazgeçtim. Tanıtımlara katılmıyorum, televizyon programlarına konuk olmuyorum, program tekliflerini reddediyorum. Artık kendimi düşünüyorum.
* Anlıyorum ama bu sizi fikir sahibi olduğunuz bir konuda yorum yapamaz hale getirmemeli.
Şöyle bir çıkarım yapayım öyleyse... Dizi üzerindeki tartışmalar “Tarih”in genel sorunudur. Tarih sosyal bilimle, hikaye anlatımı arasında kalmıştır. Doğru kaynaklardan takibi yapılabilse, kimse mağdur olmaz. Tepkiler bunun tezahürü... Neticede bu bir dizi, keyifle izlenmeli. Diziyle birlikte insanların tarihe ilgisi arttı, Kanuni ve Hürrem Sultan’ın hayatını araştırıyorlar. Bu iyi bir şey.