Evet. Daha doğrusu söylediklerimin çarpıtılmış halleri olay oluyordu. Benim okulda bambaşka ortamım, arkadaşlarım varken, hiç istemediğim şekilde gündemde oluyordum. Bir yandan çalışmak da zorundayım. Ev almıştım, evimin taksitlerini ödüyordum. Ama gerçekten yıprandım o dönem.
* Peki canlı yayın bu. Söylediğiniz de, söylemediğiniz de ekranda... Nasıl bu kadar çarpıtılabilir.
Bilmiyorum. Üstelik köşe yazarları da, yayını izleyip konuyu anlamak yerine, haberi doğru kabul edip onun üzerinden bana hayat dersi veriyorlardı. İnanın her programın ertesinde hüngür hüngür ağlıyordum. Yapımcımıza “Bu program ne zaman bitecek, ben artık kaldıramıyorum” diye soruyordum.