Diyarbakır'ın Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin soruşturma sürüyor. Peki, Narin'i kim öldürdü, katil bulundu mu? İşte, Narin Güran cinayetinde son durum...
AMCA VE ANNENİN YASAK İLİŞKİ İDDİASI
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu 12 kişi arasında yer alan ve daha önce verdiği ifadede Narin'in cansız bedenini dereye taşıdığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın savcılığa verdiği ifade de, amca Salim Güran'ın Narin'in annesi olan Yüksel Güran ile cinsel ilişki yaşadığına Narin'in görmesinden dolayı öldürdüğünü ileri sürdü.
“Bir oda hariç tüm odaların kapıları kapalıydı. Evin içinde anne Yüksel ile Enes, Eren ve Muhammed Güran dahil hiç kimseyi görmedim. Herhangi bir ses de duymadığım için odalarda olup olmadıklarını da bilmiyorum. Salim beni solda bulunan odalardan birine götürdüğünde Narin'in yerde hareketsiz yatar vaziyette olduğunu gördüm. Hatırladığım kadarıyla Narin'in ağzında köpük şeklinde bir sıvı vardı. Salim bana, ‘Yüksel'le birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm. Artık sende benim suç ortağımsın. Bu olaya tanık olduğun için bu cesedi yok edeceksin. Yoksa senin oğlunu gittiği futbol okulundan aldırır, kafasına sıktırırım. Bunu yok et ve sonrasında da sana 200 bin lira vereceğim.”
Daha sonra Narin'in cesedin Salim ile birlikte battaniyenin içine bıraktığı öne süren Bahtiyar, Salim'i cesedi kucağına verdikten sonra ben de cesetle birlikte evden ayrıldığını söyledi.
Kapı önünde Narin'in terlikleri olduğunu söyleyen Bahtiyar, Salim'in söylemesi üzerine onları da alıp battaniyenin içine koyduktan sonra aracına bırakmak için evime doğru gittiğini, ilk önce kendisine ait ahıra pencereden cesedi bıraktığını dile getirdi. Ardından ahırdaki çuvalı aceleyle cesedin başından geçirdiğini anlatan Bahtiyar, ancak çuvalı bağlamadan, cesedi kendi aracının arka koltuk paspasına bıraktığını ve battaniyeyi de arkadan aracıyla gelen Salim'e verdiğini öne sürdü.
İfadesinde, “Salim battaniyeyi kendi aracına bıraktı. Bana da, ‘Cesedi gerekirse parçala, sonra da Eğertutmaz deresine at” diyen Bahtiyar, “Bu sırada yukarı doğru yani Arif Güran'ın evine doğru baktığımda Narin'in annesi Yüksel'in yüzünü ellerinin arasına alarak ağlayarak baktığını gördüm. Cesedi Eğertutmaz deresine götürdüm ve daha önce yer gösterme yaptığım yere bıraktım. Üzerine de dikkat çekmemesi için büyük bir taş bıraktım” diye konuştu.
Narin'in bir ayağı çuvalın dışında kaldığını söyleyen Bahtiyar, telaşlı olduğu için olay yerinden hemen uzaklaştığını öne sürdü. Olaydan sonra Salim'le yüz yüze veya telefonla görüşmediğini anlatan Bahtiyar, birkaç gün sonra yolda karşılaşınca kendisiyle kaş göz işareti yaparak selamlaştığını söyledi.
Narin'in cansız bedenini bıraktığı yeri Salim'in görüp görmediğini bilmediğini ifade eden Bahtiyar, ancak Eğertutmaz deresi köyün yüksek yerlerinden açıkça görüldüğüne dikkat çekti.
Salim'in kendisini arkadan izleyerek cesedi nereye bıraktığını görmüş olabileceğini söyleyen Bahtiyar, olay tamamen bu şekilde yaşandığın, Narin'i kesinlikle öldürmediğini, sadece Salim'in cesedi kendisine teslim etmesi nedeniyle Eğertutmaz deresine bıraktığını öne sürdü.
Nevzat Bahtiyar ifadesinin ardından tekrar tutuklu bulunduğu cezaevine gönderildi.
AĞABEYİNİN KOLUNDAKİ ISIRIĞA İLİŞKİN ADLİ TIP RAPORU TAMAMLANDI
Adli Tıp Kurumu, Narin Güran'ın ağabeyi Enes Güran'ın kolundaki ısırığın "(annesi) Yüksel Güran tarafından mı, Narin Güran tarafından mı yoksa kendisi tarafından mı ısırılmış olduğu" hususunda adli tıbbi açıdan kesin bir ayrım yapılamadığının oy birliği ile mütalaa edildiğini belirtti.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu, 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'ndeki dere yatağında cansız bedeni bulunan Narin Güran'ın ağabeyi Enes Güran'ın kolundaki ısırığa ilişkin raporu tamamladı.
Raporda, 8 yaşındaki kızın ağabeyi Enes Güran (18) ile annesi Yüksel Güran'a (44) ait adli ve tıbbi belgeler, ağız ve diş ölçü modelleri ve kalıpları fotoğraf, video ve grafilerin birlikte değerlendirildiği belirtildi.
Enes Güran'ın sağ ön kolunda tarif ve tespit edilen yumuşak doku lezyonlarının lokalizasyonu, travmatik etkileri, rengi dikkate alındığında kuruldaki muayene tarihi olan 27 Ağustos itibarıyla gerçekleşme zamanının 3-6 günle (21-24 Ağustos) uyumlu olduğu aktarılan raporda, anılan lezyonların mor renkli, ark (yarım daire/hilalvari) görünümlü, bütünlük arz eden kesintisiz lezyonlar olup tipik diş izlerine ait kesici kenar ve derinlik gibi belirgin morfolojik özellikler içermediği, bununla birlikte mevcut lezyonların görünümü itibarıyla insan ısırık iziyle uyumlu olabileceği ifade edildi.
Söz konusu raporda, "Adli Tip Kurumu Adli Bilişim ihtisas Dairesi Ses ve Görüntü inceleme şubesinin raporu, Yüksel Güran'a ait olduğu bildirilen ağız ve diş ölçü modelleri, Enes Güran'ın diş ve çene muayenesi ile alınan diş izleri, Narin Güran'a ait panoramik grafi, otopsi verileri, skopi görüntüleri ve fotoğraflardan elde edilen diş ve çene bulguları hep birlikte değerlendirildiğinde Enes Güran'ın sağ ön kolundaki lezyonların Yüksel Güran, Enes Güran ve Narin Güran tarafından ısırılmak suretiyle meydana getirilmiş olabileceği ancak Cumhuriyet Başsavcılığınca sorulduğu üzere söz konusu lezyonların ABFO (American Board of Forensic Odontology) kriterlerine göre '5 sonuçsuz' kategorisinde olduğu, dolayısıyla diş izinden kimlik tespitine dönük özellikleri tanıya elverir ölçüde içermediği" tespitine yer verildi.
Sonuç olarak eldeki tüm verilerle ağabeyinin kolundaki ısırığın "Yüksel Güran tarafından mı, Narin Güran tarafından mı yoksa kendisi tarafından mı ısırılmış olduğu" hususunda adli tıbbi açıdan kesin bir ayrım yapılamadığının oy birliğiyle mütalaa edildiği raporda kaydedildi.