Ferdi Tayfur'un Son İsteğini duyanın boğazı düğümleniyor.

"11 YILLIK MESLEK HAYATIMDA..."
Gassallık mesleğini seçmesinin ardında tek bir sorunun etkili olduğunu belirten Nagihan hanım, "Yakınlarımdan biri vefat ettiğinde onu kim yıkayacak diye kendime sordum. Aslında bu soru beni bu mesleğe yöneltti. İmam Hatip'te okurken de bu konuda ders aldık, hocamız beni seçti. Sanıyorum bu iş benim nasibimdi.
Bir teyzeyi tabutla getirdiler. Gasilhaneye aldığımızda odayı gül kokusu sardı. O günü hiç unutmam, 11 yıllık meslek hayatımda bir daha böyle bir cenaze ile karşılaşmadım.
Bunun neden olduğunu araştırdığımızda, dini bütün ve insanları kırmamaya özen gösteren, çevresi tarafından çok sevilen sayılan, kimsenin hakkını yemeyen, insanlara yardım etmeyi seven. Kısacası herkese faydası dokunan bir insanmış. Hani derler ya, nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz diye. Olayın birebir şahidi bunu yaşadığını anlatıyor.
"BEKARKEN ETKİLENMİYORDUM"
Mesleği uzun süredir icra eden İsmail ise zamanla duyduğu hüzünlerin arttığını ifade ederek "Bu işe başladığımda bekardım, daha soğukkanlıydım ve meslek olarak bakıyordum, etkilenmiyordum. Ancak özellikle çocuk cenazeleri beni çok etkiliyor. Artık bir çocuğum olduğu için, orada kendi çocuğumu hayal ediyorum ve bu durum çok hüzünlendiriyor. Allah kimseyi çocuğunu yıkamak zorunda bırakmasın." Diyor.
Trabzon Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanlığına bağlı gasilhanede görev yapan gassallar, Gassal dizisini izlerken duygulandıklarını, kendi hikayelerini izlediklerini anlattı.

Dizi hakkında konuşan Gassal, "Her yönüyle doğru çekilen bir dizi. Hem duygu yönüyle hem fiziksel hareketleriyle, insanlarla ilişkileriyle çok doğru hareketler yapılmış." dedi.
'Gassallık, içine girildiği zaman da çift taraflı ruhu olan bir dünya. Hem maddi hem manevi kısmında da ruhu olan, yaşanması gereken bir dünya. Soğuk bir yüzü olduğundan dolayı uzak da durulan bir şey. Ne zaman insanın başına geliyorsa böyle bir olay, insanlar o zaman gasilhaneye gidiyor, cenazeyle ilgilenen arkadaşlarla muhatap oluyor. Onlarla tanıştıktan sonraki düşünceleri değişiyor. Bunu da güzel anlatıyor dizi. Öyle gördüm oradan. Birkaç sahnesi var, gassal fırça yiyor ama içine atıyor. Fırça yemeye devam ediyor, olmayacak bir iş isteniyor, yine vatandaşa bir kötü cümle söylemeden bir şekilde işini halletmeye çalışıyor.
Gasilhanede 5 yıldır çalıştığını dile getiren Önder Ünal ise kendilerini en çok Kovid-19 salgını döneminin etkilediğine değindi.
Gassal, 'Kovid döneminde hem psikolojisi hem yoruculuğu hem de cenaze sahiplerinin acılı hali bizi çok etkilemişti. Biz her cenazeyle adeta ölüyoruz burada. Her cenaze yakınıyla bizim cenazemiz, acımız gibi hissediyoruz.' diye konuştu.
Maden kazasında kaybettiği kuzeninin cenazesinin kendisini çok etkilediğinin altını çizen Gassal, 'Etkilenmiştim ama öbür cenazeler nasılsa o da aynıydı bizim için. Hepsini biz kendi cenazemiz gibi görüyoruz zaten.' şeklinde konuştu.
Mesleğinin merhamet işi olduğunu dile getiren 5 yıllık gassal Emine hanım, bebek cenazelerinden çok etkilendiğini vurguladı.
Bayan Gassal da; 'Herkese zor geliyor. Vicdan işidir, zor iş. Bizim de bir ailemiz olduğu için etkileniyoruz. İnsanların bir cenazesi oluyor, bizim ise günde kaç cenazemiz oluyor. Cenaze kendimizin gibi davranıyoruz, sadece iş deyip geçmiyoruz, gerçekten vicdan işi.' dedi.
'Yaptığımız işi bazen burada bırakıp eve taşımamak gerekiyor ama üzüldüğümüz tabii ki çok oluyor. Gençler, bazen yaşlılar da bizi üzebiliyor, çocuklar mesela, anlatamam. Çevremde gassallığın ne olduğunu bilen de var bilmeyen de var. Bununla ilgili insanları bilgilendirmemiz lazım. Bizim anamız, babamız, çoluğumuz çocuğumuz buradan geçecek. Ölümü tatmayacak insan yok.'

Hayatı boyunca cenaze yıkamayı hiç düşünmeyen ancak 13 yıldır gassallık yapan Kasım bey, “Cenaze yakınlarının acısına dayanamadığımız vakitler oluyor. Buna bağlı olarak yemeyi ve içmeyi unuttuğumuz zamanlarımız oldu” dedi
BİR GENCİN CENAZESİNİ YIKADIM! 13 YILDIR UNUTAMIYORUM
Konya Büyükşehir Belediyesi’nde 13 yıldır gassallık yapan Kasım bey, “Aklımda gassal olma gibi bir fikir yoktu” dedi. Büyükşehir’in gassal alım ilanına çıktığını duyduğunu dile getiren Özbardakçı, “Başvurumuzu yaptık ve işe girdik. Mesleğe girdiğinde korku yaşamadığını özellikle vurgulayan Gassal, “Gasilhane acıların dolu olduğu bir yer. Bu meslekte unutamadığımız birçok anımız oldu. Beni derinden en fazla etkileyen cenaze ise bir gence aitti. Trafik kazasında bir kardeşimiz hayatını kaybetmişti. Onun cenazesini yıkamak bana nasip oldu. Annesinin teslimiyeti beni çok etkilemişti. Bu olay, işe ilk girdiğim dönemlerde olmuştu. Bu kardeşimizin cenazesini 13 yıldır hiç unutamam, aklımdan çıkmıyor.”
BAZEN CENAZE YAKINLARININ ACISINA DAYANAMIYORUZ
“Bu mesleğe başladığım için uyuyamadığım vakitler olmadı. Ancak cenaze yakınlarının acısına bazen dayanamadığımız vakitler oluyor. Buna bağlı olarak yemeyi ve içmeyi unuttuğumuz zamanlarımız oldu. Bir Müslümanın asıl amacı cenazesi teneşire yıkanmaya gelmeden önce kendimizi diğer dünyaya hazırlamak. Asıl iş insanın ardından hoş bir seda bırakması. İş, insanın yaşamı boyunca hayırlı faaliyetlere imza atması. Şimdiye kadar ise 10 bin cenaze yıkamışımdır.”
"ŞEHİTLERİN KANININ AKTIĞINI VE DURMADIĞINI BİZZAT GÖRDÜM"
Mesleğinde yaşadığı ilginç anları anlatan bir diğer Gassal, “Yıkarken çok zorlandığım olaylardan bir tanesi, şehit cenazesidir. Şehit cenazesini normalde burada yıkadıktan sonra kefenleyip ve bayrağa sarıp memleketlerine uğurluyoruz. Fakat 15 Temmuz hain darbe girişiminde Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde şehit olan Hüseyin Göral'ın cenazesini yıkama ve kefenleme işiyle şereflendim. O esnada cenaze gelirken torbanın içerisinin kan olduğunu gördüm. Bir insanda kaç litre kan var ki akıp durmaz, şehitlerinin kanının aktığını ve durmadığını bizzat gördüm. Gözyaşlarım eşliğinde şehidimizin yıkama ve kefenlemesini yaptım” diye konuştu.

“RÜYALARIMIZ CENAZELERLE DOLUYOR”
Gassal Kayadurmuş, “Kişi gündelik hayatında nasıl ki yaşadığı olaylar rüyasına tekabül ediyorsa bizim de rüyalarımız cenazelerle doluyor. Mesleğimizin zaafı olması gerekiyor. Bundan dolayı bizde cenazeleri yıkarken olabildiğinde rahmetlilerin yüz kısmına bakmamaya gayret gösteriyoruz. Çünkü vücutta unutulmayan bölgelerden birisi de yüzdür. Bundan dolayı cenazenin yüz kısmına bakmamaya özen gösteriyoruz. Ben öldükten sonra beni kim yıkayacak diye kendime soruyorum. İslam'a uygun bir şekilde veya benim burada cenazeleri yıkadığım gibi beni yıkayacakları mı diye düşünüyorum. Ben de gassal filminin beyaz perdeye geçmesinin ardından filmde oynamak isterim” şeklinde konuştu.

Gassallık görevine 6 yıl önce babasının teşvik etmesiyle başladığını aktaran Muhammet bey ise, “ Özellikle deprem sürecinde vücudunun bazı uzuvlarının olmadığı cenazelerle karşılaştım ve onlardan korktum. Daha sonrasında insanoğlu her şeye alıştığı için biz de mesleğimize alıştık. Unutamadığımız cenazeler genelde, genç ölümler ve yaşama son veren vakaları oluyor. Bu cenazelerin bazıları gece uyurken rüyalarımıza dahi girebiliyor. 6 yıllık gassal olmama rağmen, birinci derece akrabamız geldiğinde nasıl olacak diye düşünüyorum” diyor

5 yıldır gassal olduğunu dile getiren Serap hanım ise “Mesleğe ilk başladığımda yıkadıklarım değil de kimleri yıkayacaklarımı düşünüyordum. Yakınlarımdan bir cenaze gelirse aynı şekilde yıkamaya devam ederim. Cenazelerin hepsi benim için eşittir. Cenazeleri çok sıcak su ile yıkayamayız. Aile yakınları, bazen su soğuk veya rahmetli sıcak suyu severdi diyenler oluyor fakat suyun sıcaklığı ılık olmak zorundadır. Onun bir derecesi var. Cenazelerimiz ılık suyla yıkıyoruz. Başka iş sektörleri, iş yerine gittiğinde günaydın diyor fakat biz kapıyı açtığımız andan itibaren acılı aileleri ve tabutları görüyoruz” ifadelerini kullandı

Malatya’lı Gassalın anlattıkları çok etkileyici
“BEN HALA O ANNENİN SABRINI UNUTAMIYORUM”
Başından geçen bir olayı anlatan Kar,
“2011 yılında 27 yaşında genç bir kardeşimiz 7. kattan aşağı düştü ve hayatını kaybetti. Biz o cenazeyi yıkadık, kefenledik, annesi çocuğunu görmek için geldi. Anne de bir damla gözyaşı yok ve geldi oğlunun yüzünü açtı, alnında öptü ve dedi ki, ‘Oğlum Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz, Peygamberimize komşu olasın, benim hakkım sütüm sana helal olsun, bugün sen gidiyorsun yarında biz ahirete gideceğiz. İnşallah orada cennette buluşacağız’ dedi. Bu olayın üzerinden 15 yıl geçmiş ben hala o annenin sabrını unutamıyorum. Bu da insanın imanının ne kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor. İstesek de istemezsek de ölüm hepimize gelecek. Rabbimizin istediği ölçüde sabır göstermeyi Allah hepimize nasip etsin”
Gassal dizisi ile birlikte hepimiz ölümü hatırladık. Birgün başımıza gelecek bir son. Önemli olan bu son an bizim için nasıl olacak. Nasıl bir hayat yaşadığımız. Heran karşımıza çıkacak gibi yaşamak gerektiğini bize öğütlüyor
Reklamlar