Cevriye

Bir gün adam dışarı çıkmış Cevriye ise evde kalmıştır. Masanın üzerindeki kitaplara bakar , daktilo ile yazılanları okur, yazılanlar çok hoşuna gider bayağı etkilenir. Bunları o yazmış olmalı, ne kadar duygulu şeyler yazmış, ne kadar ince ruhlu birisi diye düşünür. Bugüne kadar tanıdığı erkeklerden çok farklı üstelikte baya yakışıklı ve çekici diye düşünür. Cevriye içinden kendi kendine ne o adama aşık mı oluyorum yoksa der. Aşık olsam da oda beni sever mi ki der. Böyle düşünceler içinde iken akşam olmak üzeredir adam hala gelmemiştir, adamı merak etmeye başlamıştır. Kendi kendine mırıldanarak ilk defa bir erkeği böyle merak ediyorum, aşk bu mu acaba der .Cevriye bu duygular içinde iken kapı açılır gelen o adamdır. Telaşlı bir şekilde selam verip içeri giren adam valizini çıkarıp eşyalarını içine koymaya başlar. Cevriye sorar ne o acilen bir yere mi gideceksin nedir bu telaşın Adam evet gidiyorum bir daha görüşemeyiz belki der. Cevriye nereye diye sorar. Adam çok uzaklara diye cevap verir. Cevriye ya ben ne olacağım diye sorar. Adam ben bu evin bir aylık kirasını vermiştim istersen bir ay burada kalabilirsin der. Adam valizin toplamıştır telaşlı bir şekilde kapıya doğru yönelir “Cevriye ye hoşça kal küçüğüm kendine iyi bak” der ve kapıda çıkıp merdivenlerden hızla inerek sokağa çıkar, Cevriye pencereden adamın arkasından sokaktan kaybolana kadar üzgün gözlerle bakar. Cevriye hiç bu kadar kendin yalnız hissetmemiştir, hayatında hiç bir erkek kendisini bu kadar etkilememiştir. Böyle kederler içinde akşam yemeği bile yemeden yatağın içine ağlayarak sabahı zor etmiştir…
Reklamlar